Kocaeli ve çevresindeki mutlaka görülmesi gereken tarihi camiler…
ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ
Kanuni Sultan Süleyman devrinin Kocaeli’deki en önemli eserlerinden külliye, ismini genç yaşta Yavuz Sultan Selim ile Mısır seferine katılmış ve ona damat olmuş, Kanuni zamanında vezirliğe kadar yükselmiş Çoban Mustafa Paşa’dan alır. Bir menzil (konaklama yeri) külliyesi olan yapının mimarı olarak tezkerelerde Mimar Sinan’ın adı geçmektedir. Gebze’de yer alan külliye, merkezindeki cami ve onu üç taraftan U şeklinde çeviren türbe, medrese, imaret, tekke, kütüphane, darüşşifa, paşa odaları, kervansaray ve hamam yapılarından meydana gelir. Caminin kapısı üzerinde yer alan mermerden iki satırlık sülüs kitabeye göre tamamlanma tarihi Hicri 930’dur (Miladi 1523).
GAZİ SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ – ORHAN CAMİİ
Eski İzmit’in merkez noktalarından biri olan Orhan Mahallesi’ne hâkim bir tepe üzerine inşa edilmiş, yörenin ilk camisidir. Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde Orhan Gazi’nin şehzadesi Süleyman Gazi tarafından babası adına yaptırılmıştır. Fethin simgesi olarak da manevi değere sahip camide, 120 yılı aşkın süredir imamlar cuma hutbesine kılıçla çıkmaktadır.
PERTEV MEHMET PAŞA KÜLLİYESİ – YENİ CUMA CAMİİ
Yeni Cuma Camii olarak da bilinen Pertev Mehmet Paşa Camii, büyük bir külliyenin günümüze ulaşmış yapılarından. Caminin yanı sıra çeşme, şadırvan ve sübyan mektebi, geçmişin görkemini gözler önüne seriyor. Mimar Sinan’ın Kocaeli’deki müstesna eserlerinden biri olan caminin içerisinde çiniye yer verilmeyişi, o dönem yapıları arasında pek de karşılaşılmayan ilginç bir örnek olarak dikkat çekiyor.
MEHMET BEY CAMİİ – FEVZİYE CAMİİ
1576’da İzmit eşrafından Mehmet Bey tarafından yaptırılan Fevziye Camii’nin ilk mimarı Mimar Sinan’dır. Ne yazık ki çeşitli doğal afetlerle ve yangınlarla defalarca yıkılmış, ardından aynı yere tekrar inşa edilmiştir. Günümüze ulaşan binaları arasından en dikkat çekicilerinden biri namaz vakitlerinin hesaplandığı muvakkithanedir. 1999 depreminde ağır hasar gören camii 2004 yılında tekrar ibadete açılmıştır. Toplam 10 bin metrekarelik alana yayılan Fevziye Camii Parkı, içinde doğal dere görünümünde göl, su kemeri, köprü, oturma grupları, yürüyüş yolları ve kafeteryalar bulunan bir dinlenme merkezi haline getirilmiştir.
GEBZE SULTAN ORHAN CAMİİ
1323-1331 yılları arasında inşa edilen ve Osmanlı mimarisinin ilk örneklerinden olan camiyi Gebze’nin kurucusu Sultan Orhan yaptırmıştır. Erken Osmanlı döneminin en basit ve sade örneklerinden kabul edilen yapıda bir yandan Selçuklu etkisi görülürken öte yandan kendine özgü bir mimarî yaratma isteği de göze çarpar.
HİKMETİYE CAMİİ
Kartepe’de bulunan cami, Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit tarafından hicri 1317 (1899) yılında yaptırılmıştır. 1967 Adapazarı depreminde hasar gören, 1999 Marmara depreminde minaresi yıkılan cami her şeye rağmen yapıldığı tarihten bu yana daima ibadete açık kalmıştır.
SERVETİYE TAŞ CAMİİ
Servetiye Karşı Köyü’nde bulunan ve Osmanlı döneminde bölgedeki taş ocaklarından çıkarılan kara taşlarla yapılan caminin kitabesi bulunmuyor. Üzerindeki demir levhada 1885 yılında yapıldığı yazılıdır. Yapının en dikkat çekici unsuru ise minberidir. El işçiliği ile ahşaptan yapılan minber, halen orijinalliğini koruyor.
NÜZHETİYE HACI ALİ PAŞA CAMİİ
II. Abdülhamit Han’ın başmabeyincisi Hacı Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Sonradan eklenen Latin harfleriyle yazılı kitabede inşasının 1878’de başlayıp 1880’de bittiği kayıtlıdır. Cami 1927 senesinde esaslı bir tamir görmüş ve büyütülmüştür.
KANDIRA ORHAN CAMİİ
Orhan Gazi döneminde inşa edilen cami, zaman içerisindeki yenilemelerle özgünlüğünü yitirse de tarihi dokusunu muhafaza etmeye devam ediyor. Kare mekânlı, dıştan kırma çatılı, içten asma kubbeli caminin minaresinin kukuletası alışılmışın dışındaki tasarımıyla ilgi çekicidir.
II. ABDÜLHAMİT CAMİİ
Tavşancıl’da bulunan cami, halk arasında Aşağı Cami olarak tanınır. Ne zaman yapıldığı ve banisinin kim olduğu bilinmemektedir. 20. yüzyılın ilk yıllarında harap olan caminin onarımı için Sultan II. Abdülhamit’e dilekçe verilmiş, bunun üzerine padişahın mali desteği ile minaresi dışında cami tamamen yenilenmiştir.
AKÇAKOCA DERE CAMİİ
1327-1328 yıllarında inşa edildiği düşünülen İzmit’teki caminin banisi Akçakoca’dır. Orhan Gazi döneminde Nikomedya’yı kuşatan Gazi Akçakoca’dan yadigar cami, yaşayan bir tarih olarak asırlardır varlığını sürdürüp ziyaretçilerini bekliyor.
KARAMÜRSEL KARA BÂLİ BEY CAMİİ
Osmanlı Devleti’nin manevi mimarlarından Şeyh Edebali’nin soyundan gelen “Kara Bâli Bey İbn-i Ahmet” tarafından yaptırılmıştır. Caminin yanı sıra, kervansaray, sübyan mektebi ve hamamdan meydana gelen külliyenin, yapıldığı dönemde (Hicri 938 / Milâdi 1531) kasabanın sosyal hayatında önemli rol oynadığı biliniyor.
ÇALIK AHMET AĞA CAMİİ
18. yüzyılın başına tarihlenen cami 1766 depreminde yıkılmış, ahşap çatılı olarak tekrar inşa edilmiştir. Son şeklini 1894 depreminden sonra alan cami, 1999 sonrasında boyutları dışında eski mimari özellikleri dikkate alınarak yenilenmiştir. Dikdörtgen planlı caminin kuzeyinde, kapalı son cemaat yeri bulunur. Günümüzde minareden yoksun olsa da ahşap iç kubbesiyle dikkat çekicidir.
SULTAN BABA TÜRBESİ
Gölcük, Örcün köyünde selvi ağaçlarıyla çevrili tepede, yükseltilmiş platform üzerinde yer alan Osmanlı Dönemi’ne ait tek türbe karşılar sizi. İçinde Sultan Baba’ya ait ahşap sanduka ile Sultan III. Selim’den yadigar 1787 tarihli berat bulunmaktadır. Türbe girişinin sağında yer alan hazirede 1879 tarihli Osmanlı mezarı bulunmaktadır.
MALKOÇOĞLU MEHMET BEY TÜRBESİ
Osmanlı Devleti’ne Akıncı Bey’i olarak hizmet etmiş en önemli sülâlelerden birisi olan Malkoçoğulları, özellikle Rumeli ve Balkanların fethinde çok büyük yararlılıklar göstermişlerdir. Balkanların muhtelif şehirlerinde Malkoçoğlu ailesi mensuplarına ait pek çok mezar mevcuttur. Kocaeli’deki Malkoçoğlu Mehmet Bey Türbesi’nin, kitabesi günümüzde mevcut değilse de, Mehmet Bey’in babası Malkoç Bey tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor.
ABDÜSSELAM İMARET CAMİİ
Miladi 1524 (Hicri 931) yılında Defterdar Abdüsselam tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Sinan’ın ilk eserlerinden kabul edilen İzmit’teki caminin dış çevre duvarları ile minaresi yapıldığı dönemin özelliğini taşır. Zamanında kubbeli olup 1776 yılındaki depremde yıkılan cami, 1872 yılında Altıncıoğlu Hatice Hanım tarafından çatılı olarak tekrar yaptırılmıştır.
PORTAKAL HAFIZ MESCİDİ
İzmit’in eski mahallelerinden Akçakoca Mahallesi’nde inşa edinen Portakaloğlu Mustafa Ağa Mescidi, Portakal Hafız Mescidi olarak da biliniyor. Osmanlı döneminde İzmit’in pek çok yerinde görülen mahalle mescitlerinin önemli örneklerindendir. İnşa tarihi ve banisi kesin olarak bilinmese de yapılan araştırmalarda camiyle alakalı 1192 Hicri tarihli bir belgeye ulaşılmıştır. Dolayısıyla yapının 18. yüzyılda inşa edilmiş olabileceği düşünülmektedir.
İZMİT ALACA MESCİT
Bizans Dönemi’ne ait Jüstinyen Sarayı kalıntıları üzerine, İzmit Kadısı El Hac Mustafa bin Mehmet El Gümüşzade tarafından 1598 tarihinde yaptırılmıştır. Dörtgen plan esasına göre inşa edilmiş cami, kâgir duvarlıdır. Mescide nazaran uzunluğu ile dikkat çeken minaresi de kâgirdir. Şerefe altı, mescit saçağına uygun şekilde kirpilidir. Kirpi minaresi ile çini süslemeleri, caminin karakteristik özelliğidir.