Türkiye’nin oksijeni en bol ve ziyaretçilerin özellikle sonbaharda en çok tercih ettikleri 10 rotası… İster doğayı keşfe çıkın ister ucuza konaklama imkanlarına sahip olun.
Ülkemiz denizi, güneşi ve tabiat zenginlikleri ile adeta bir cennet. Bu cennet ülkenin her karış toprağında keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok yer var ki! Güneyinden kuzeyine, doğusundan batısına bağrında saklı onlarca hazineyi barındıran Türkiye’de sıcakkanlı, misafirperver insanları ve yemyeşil doğasıyla öne çıkan birçok yer var. İşte doğanın içinde huzur bulup kendinizi yenileyeceğiniz en güzel 10 yer…
Ülkemiz denizi, güneşi ve tabiat zenginlikleri ile adeta bir cennet. Bu cennet ülkenin her karış toprağında keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok yer var ki!
Güneyinden kuzeyine, doğusundan batısına bağrında saklı onlarca hazineyi barındıran Türkiye’de sıcakkanlı, misafirperver insanları ve yemyeşil doğasıyla öne çıkan birçok yer var. İşte doğanın içinde huzur bulup kendinizi yenileyeceğiniz en güzel 10 yer…
Cunda’nın hem yemekleri çok lezzetli, hem de doğası harika… Eski ile yeni arasında gidip geleceğiniz harika bir cennet…
3 – Antik şehrin içinde: ASSOS / ÇANAKKALE
Antik şehrin içinde: ASSOS / ÇANAKKALE
Troas bölgesinin güney kıyısındaki bir tepeye MÖ 900’de kurulan Assos (Behramkale) bugün antik şehir kalıntısı içinde yaşıyor.
Balıkçıları, asırlar öncesinden kalma antik sütunları, cennet koyları ve karşıdaki Midilli Adası’nın manzarasıyla sonbaharda bambaşka bir kimliğe bürünüyor.
4 – Zeytin ağaçlarıyla çevrili: ADATEPE / ÇANAKKALE
Butik otelleri romantizm için harika. Zeytinyağı almadan sakın dönmeyin.
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı adı gibi şirin bir kasaba Şirince. Ulaşımı gayet kolay ve yaz, kış ziyaretinize açık. Bilinen en eski adı Kırkınca. Efsaneye göre kendini dağlara vuran kırk kişi nedeniyle almış bu ismi. Ancak daha sonra Şirince adı verilmiş ve bu isim resmileştirilmiş. Yeşillikler içindeki kasaba, üzüm bağları ve zeytinleriyle ünlü 1800 haneli eski bir Rum kasabası… Köyün en büyük özelliği hiçbir evin birbirinin manzarasını kapatmaması! Kasabanın meydanında bir çarşısı mevcut.
Burada el işçiliğinin bin bir çeşidini bulabiliyorsunuz. Ev yapımı meyveli şarapları ise dillere destan… Butik otellerde doğa dokusu hiç bozulmamış ve kendi yetiştirdikleri ürünlerle size muazzam bir kahvaltı sunuyorlar.
Burada her şeyin bir reçeli olduğunu da öğreneceksiniz. Şu sıralar Şirince’yi mutlaka listenize eklemelisiniz…
Güne, doğa mucizesi peribacalarının üzerinde süzülen bir balonun içinde başlamaktan daha romantik bir şey olabilir mi?
Bir de el ele tutuşup güneşin doğuşunu izlemek.
3 bin yıllık tarihiyle ikiz limanı, plajı, manzaranın tadını çıkaracağınız kalesi, ‘Çekiciler Çarşısı’, Göldere Şelalesi ve etkileyici sarkıtlara sahip Gürcüoluk Mağarası’nı mutlaka gezin.
9 – Ayrılmak istemeyeceksiniz: ESKİ FOÇA / İZMİR
Türklerin ve Rumların yüzyıllar boyunca bir arada barış içinde yaşadığı kasabaya adım atınca ayrılmak istemeyeceksiniz. 2 bin yıllık geçmişi, cumbalı taş evleri, ağlarını onaran balıkçıları ve lezzetli mutfağıyla Ege’nin kıyısında uzanıyor.
Nesli tükenmekte olan Akdeniz fokları ve Homeros’un bahsettiği efsanelere konu olan Siren Kayalıkları da burada yer alıyor.
10 – Sonbaharın en güzel adresi: KAŞ / ANTALYA
Güneyde sonbahar en çok Kaş’a yakışıyor. Hem deniz suyu hem de hava hâlâ sıcak. Sokakları hem kalabalıktan uzak hem de canlı. Deniz ise en güzel haline bürünmüş. Kaş sokaklarını süsleyen muhteşem begonviller henüz solmadan Kaş’ı yaşamanın şimdi tam zamanı…
Kaynak : Hürriyet Seyehat
Fotoğraflar : Nurgül Büyükkalay / Hürriyet Seyahat Gezgini